Lise-i âlînin son senesinde idim, universitye imtihan-ı müşkülüne birkaç gün kalmışken, “bre ahmak, kendine bir nizam-ı şahane ver, saçın başın harabe-i virane misali!” diyerek kendime çekidüzen verme hevesine kapıldım. Mekteb-i muallimi bir günlüğüne terk edip berberhaneye gitmeye niyetlendim. Lakin koca mahalle-i hümayunda bir tek berber-i gafil var idi ki, evvelki tıraş-ı kepazemde, “bre oğlan, içeri girerken selâm-ı şerif ver!” deyü bana ukalalık taslamış, gönlüm ona karşı kin-i şedid...